FOTOĞRAFLARLA MADIMAK OTELİNDEN DENİZ GEZMİŞ’E
MEKAN VE İNSAN
70’li yılların ikinci yarısı, çocukluk yıllarım. Köyde
yaşıyoruz.
Sivas’a yılda ancak birkaç kez gidebiliyoruz. Sivas şehir merkezine gittiğimizde, mutlaka gittiğimiz yerlerden biri Sivas postanesi.
Sivas’ın
en işlek caddesi, Atatürk Caddesi'nde.
Meydandaki
tarihi Valilik Binasına 200 metre mesafede büyükçe betonarme bir bina.
O
tarihlerde tek iletişim aracımız mektup.
Postaneden gurbetteki yakınlarımıza mektup gönderiyoruz.
Köyden kente göçün bütün hızı ile devam ettiği yıllar, derken biz de İstanbul’a göçüyoruz.
Sivas Postanesi
Postane burada 1930 larin ikinci yarısinda faaliyete başlamıştır.
|
Aradan
yıllar geçiyor.
Sivas’ı artık belleğimizden silmek üzereyiz.
Tarih
2 Temmuz 1993.
Pir Sultan Abdal Şenlikleri için Sivas’ta
bulunan yazar ve sanatçıların kalmakta oldukları otel taşlanarak ateşe veriliyor. Otelde bulunanlardan 33 yazar ve sanatçı katlediliyor.
Otel’in
adı Madımak oteli.
Sivas denince aklımıza ilk gelen madımak ile belleğimize
tekrar dönüyor, Sivas.
2019 -En solda Eski Örnek Otel binası yanında yenilenmiş bina Madımak Oteli |
2 Temmuz 1993 sonrası Madımak Oteli
|
1970’ler solda Eski Örnek Otel binası yanında Madımak Oteli |
2000’li yıllar - Madımak Oteli |
Sivas’a şimdilerde de yılda birkaç kez gidebiliyorum. Artık İstanbul'dan gidiyorum. Şehir merkezine gittiğimde, mutlaka gittiğim yerlerden biri Madımak Oteli.
Sivas postanesi ve eski Örnek Otelin yanında. Girişi Belediye Sokaktan.
Katledilenleri
anıyorum sokağın başında birkaç dakika bekleyerek.
Çocukluk yıllarımdan hiçbir iz, hatıra yok bu yer ile ilgili.
Eski
fotoğrafları inceliyorum.
Belediye binasının yerine inşa edilmiş Madımak Oteli.
Eskiden burada belediye binası varmış. 1966 yılında taşınmış belediye.
Belediye
binasının sol köşesindeki Şifa Eczanesi tabelası dikkatimi çekiyor.
1940'lar solda Postane, ortada Örnek Otel, sağda Belediye |
1930'ların ilk yarısı en solda Postane binasının önceki hali , ortada
Örnek Otel Binası en sağda Belediye ile binanın sol köşesinde Şifa Eczanesi
|
Eczane 1927 yılında
açılmış. O zamanlar caddenin adı Cadde-i Kebir, daha sonra Cumhuriyet ve en son olarak da Atatürk Caddesi adını almış. Eczanenin
sahibi Eczacı Şevket Çubukçu.
Aynı zamanda Chp Sivas İl Başkanı.
Aynı zamanda Chp Sivas İl Başkanı.
Yıl
1957. İsmet İnönü seçim çalışmaları için Sivas’ta. Chp İl Başkanı Şevket Çubukçu’nun evinde kalacak.
Devir
Demokrat Parti devri. İsmet Paşa'nın halkla buluşmasını istemeyen siyasi iktidar, paşanın güvenliğini bahane ederek, Atatürk caddesi ile Köşk Otelinin sağındaki Afyon Sokakta bulunan Çubukçu Apartmanını kordon altına almış, kimseyi eve yaklaştırmamaktadır.
Şevket
Çubukçu’nun oğlu Aydın, ilk okul 5.sınıfta. O gün okuldan çıktıktan sonra bir türlü polis kordonunu geçip eve
giremez. Sonunda babasını tanıyan bir polis, onu apartmanın kapısına kadar getirir.
“Aydın, merdivenleri soluk soluğa koşarak çıkıp, kapının önüne geldiğinde , sınıfından
bir arkadaşı onu beklemektedir. Çocuk İsmet Paşayı yakından görmek ve elini
öpmek istemektedir. O kadar polisi nasıl atlatmıştır, eve nasıl girmiştir
bilinmez. İçeri
girerler, çocuk Paşanın elini öper ve Paşa çocuğun saçlarını okşar”(1)
O
çocuk Aydın Çubukçu’nun yakın arkadaşı Deniz Gezmiş'tir.
“12
yıl sonra Paşa , o gün elini öpen çocuğu ipten almak için çabalayacaktı.”
“Deniz
ilkokul bitirince Sivas’ta ilk okullar arası bir yarışmaya katıldı ve birinci
oldu.
Birincilik
diplomasını zamanın Sivas Valisi Kadri Erdoğan’ın elinden aldı. Vali bu
başarılı çocuğa bir de dolmakalem hediye etti. 12 yıl sonra o vali elinde
diploma alan çocuğu ipe göndermek için
oy verdi”(2)
Madımak Oteli 2 Temmuz 1993'ten sonra uzun bir süre daha otel olarak kullanıldı. Buranın müze yapılması yönünden talepler artınca , İl Özel İdaresi tarafından
kamulaştırıldı. 2011 yılında kapısına ‘Bilim
Kültür Merkezi' tabelası asılarak giriş
katta bir köşe de, katliamdan hayatını kaybedenlerle ilgili küçük bir köşe oluşturuldu.
Ümit ediyorum ki bir gün gerçek bir yüzleşme müzesi olur ve insan hayatının en kutsal değer olduğunu herkes anlar. Bir daha gencecik fidanların, sanatçıların, yazarların, farklı olanların hayatlarına insan eliyle son verilmez.
Ümit ediyorum ki bir gün gerçek bir yüzleşme müzesi olur ve insan hayatının en kutsal değer olduğunu herkes anlar. Bir daha gencecik fidanların, sanatçıların, yazarların, farklı olanların hayatlarına insan eliyle son verilmez.
Dipnot.
1)Sf:134,Babamın
Eczanesi, Akın Çubukçu/Berfin Yayınları
2)Sf:36, Abim
Deniz -Hamdi Gezmiş’in anıları, Can Dündar / Can Yayınları
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder